In alice in wonderland Anne Hataway devil wears prada dresses fashion golden globe hair les miserables movie oscar pixie cut the dark knight valentino

ANNE HATHAWAY'IN DEGISIMI


     İlk olarak 2001 yılında The Princess Diaries ile karşımıza çıkan Anne Hathaway,bu filmde 16.yaş hediyesi olarak gittiği Avrupa'da aslında bir kraliyet mensubu olduğunu öğrenip hayatı değişen kızı oynadı ve daha sonra devam filmi The Princess Diaries:Royal Engagement'ı çekmişti. Ama Hollywood'daki yerini asıl Devil Wears Prada filmiyle sağlamlaştırdı. Bu film aynı zamanda onun moda dünyasına da girişinin biletiydi. Film boyunca birçok modacıyla ama en önemlisi Valentino'yla çalaşın Anne,o dönemden sonrada İtalyan modacının gözdesi oldu ve birçok ödül töreni ve galada Anne'ın muhteşem görünümünün arkasındaki isim Valentino oldu. Rachel Getting Married filmiyleyse her şeyden önce oyunculuğuyla ön plana çıktı ve 2009 yılında hem Altın Küre Ödüllerinde hem Oscarlarda en iyi kadın oyuncu ödülüne aday gösterildi ve ödül töreni gecelerinde güzelliğiyle ve birbirinden güzel kıyafetleriyle göz kamaştırdı. Son dönemdeyse Christopher Nolan'ın önemli hitlerinden The Dark Knight serisinde kedi kadın olarak boy gösterdi. Ama şimdilerde Anne özellikle Les Miserables'daki Fantine rolüyle ve kestirdiği kısacık saçlarıyla gündemde. Sektöre adım attığından beri uzun saçlarıyla tanınan Anne Hathaway bu rölün ağırğının farkında olduğunu ve üstesinden gelmek için elinden gelen her şeyi yapacağını söyleyerek kendini iyice rolüne adamış ve sürpriz bir kararla saçlarını kısacık kestirmiş ve günde sadece 500 kalorilik bir diyet uygulamış (evet bunların hepsi rolünü daha inandırıcı kılmak için). Anne'ın 2012 yılında yaşadığı tek değişim saçları değildi. 2012 onun aşk hayatında da inanılmaz değişimlere yol açtı ve bu yılın Eylül ayında California sahilinde muhteşem bir düğün ve tabi ki de Valentino gelinliğiyle Adam Shulmanla dünya evine girdi.
   Kısa bir özetten sonra Anne'in nereden nereye geldiğini daha iyi gösteren bazı örnekler verelim dedik.



  Anne Hathaway'in aşk hayatından biraz daha bahsetmek gerekirse büyük bir dolandırıcılık skandalına karışan eski nişanlısını da unutmamak gerek. 2004 İtalyan emlak yatırımcısı Raffaello Follieri ile birlikte olmaya başlayan Anne'in ilişkisi 2008 yılına kadar sürdü. Raffaello Follieri'nin müşterilerine 250.000$lık karşılıksız çek vererek onları dolandırması sonucu tutuklanması ama bunların altından 50 Milyon dolarlık Vati-Con diye adlandırılan skandalın çıkması tabi ki de ayrılık sebepleri oldu.(Bu arada Follierininin 4 yıl hapis cezası aldığını da söyleyelim)

   
  Walt Disney'in filmleriyle (Acemi Prenses serisi) işe başlayan Anne kariyeri boyunca değişik projelerde yer almaktan korkmamış ve 2010'da fantastik macera filmi Alice in Wonderland'ın Tim Burton yorumunda Johnny Depp'le birlikte rol aldı. Platin sarısı upuzun saçları, simsiyah kaşları ve koyu kırmızı rujuyla White Queen rolünde görenleri hayrete düşürdü.



  People Magazine dergisinin "Çıkış yapan oyuncular" listesine girdi (2001).
  FHM'in "Dünyanın en seksi kadınları" listesinde 85. sırada yer aldı (2006).
  Tüm bunlara ek olarak şunu da söyleyelim ki Anne Hathaway New York Üniversitesinde okurken oyuncu olma hevesiyle okulu yarım bırakmış. İleride bu eğitimini tamamlamak da en çok istediği şeylerden biriymiş.




  2010'da James Franco ile birlikte (çok eleştirilse bile bunu da başardı.) Oscar Ödüllerini sundu.
  2010'daki tek sunuculuk performansını Oscarlarda değil aynı zamanda Oslo'daki Nobel Barış Ödüllerin'de de sergiledi.



  Family Guy'da yaptığı seslendirmeleri de es geçmeden söyleyelim.



Related Articles

0 yorum:

Post a Comment