UMUT IŞIĞIM !!!!
İkisi de rehabilitasyondan çıkmış, zihinleri fazlasıyla bulanık Tiffany ve Pat'in hikayesini anlatan film aslında 2008 yılında Matthew Quick tarafından yazılmış bir kitap ve uzun süre Amerika'da en çok okunanlar listesinde başı çekmiş. Bugünlerde kitabın Türkiye'de de satışa sunulduğunu söyleyelim. Filmi birlikte izledik ve çok beğendik bu yüzden de size biraz hikayeden bahsetmek ve filmin çekimleri hakkında bazı detayları aktarmak istedik. Biraz kaçık iki ana karakterimiz olduğunu söylemiştik. Biri karısına hala takıntılı bir şekilde aşık, ona dönme çabalarıyla yanıp tutuşan ve iyimserliğe dayalı bir teorisi bulunan Pat (buna karşılık karısı ona karşı bir uzaklaştırma emri bile çıkartmış) diğeriyse kocası bir polis olan ve yakın zamanda ölen daha sonrasında da acısını seksle bastırmaya çalışırken adı çıkmış olan Tiffany. Bu ikili bir anlamda kaderin cilvesiyle Pat'in rehabilitasyondan çıktığı gün bir yemekte karşılaşıp daha sonra birbirlerinden kopamadılar. Başlarda Tiffany, Pat için karısı Nikki'ye ulaşmak için bir aracıyken; Pat'te Tiffany için dans yarışmasına katılmak için gerekli olan eşti. Ancak zamanla birbirlerine alışan bu ikili birbirleri için daha fazla anlam taşımaya başladı. Bu iki ana karakterden bu kadar bahsetmişken azımsanamayacak kadar önemli role sahip olan Pat'in ailesinden de bahsetmek gerek. Annesi oğlu için her şeyi yapabilecek biri hatta en başta onu büyük bir risk alıp rehabilitasyondan çıkaran da o, babasıysa fazlasıyla takıntılı, tüm birikimini bahse yatırmış, büyük totemlere inanarak iddiaya giren biri (oğlunun yanında olmasının en büyük totemi olduğuna inanıyor) ve gene takıntı derecesinde Eagles taraftarı oynadığı tüm bahislerde Eagles maçları üzerine. Hatta filmin sonlarına doğru Tiffany ve Pat'te bu iddianın bir parçası oluyorlar. Katıldıkları dans yarışmasında öncesinde Nikki'nin ortaya çıkmasıyla bir sürpriz yaşasalarda iddia ettikleri puanı tutturmayı başarıyorlar. Daha sonrasındaysa mutlu son. Pat Nikki saplantısından vazgeçip gerçek aşkı Tiffany'de bulacağına inanarak ona doğru bir adım atıyor. Bu kısa özetten sonra film hakkında bazı detaylara, oyuncuların bu roller için nasıl hazırlandığına ve bu filmin ne gibi ödüller getirdiğine dair bölüme geçiyoruz.
Kitabın kapağından da anlaşıldığı gibi Pat, Bradley Cooper tarafından Tiffany ise Jennifer Lawrence tarafından canlandırılıyor. Pat'in babası rolünde Robert de Niro annesi rolündeyse Jacki Weaver var. Yönetmen koltuğundaysa David O.Russell bulunmakta. 112 dakikalık film Pensilvanya'da çekilmiş ve 21 milyon dolara mal olmuş tabi getirisi çok daha fazla hala gösterimde olan filmin şimdilik 112 milyon dolarlık bir getirisi bulunmakta.
Film hakkında bazı bilinmeyenlerden bahsedecek olursak Tiffany karakteri için Jennifer Lawrence'tan önce Anne Hathaway düşünülmüş ancak Anne Hathaway'in programı müsait olmadığı için (o dönemde The Dark Knight Rises'ı çekmekteymiş) bu rolü alamamış. Anne'dan başka Rachel McAdams, Blake Lively ve Kristen Dunst gibi isimler de bu rol için düşünülmüş. Hatta yönetmen O.Russell bu rol için Lawrence'ın hiç uygun olmadığını özellikle Bradley Cooper'a karşı oynamak için çok genç olduğunu söylemiş.
Bu arada Jennifer Lawrence'ın bu film için ilk seçmesini Skype üzerinde yaptığını söyleyelim. Aynı zamanda bu film için sapsarı saçlarını kahverengine boyadığını ve kilo aldığını da ekleyelim.
Pat rolü içinse David O.Russell ile The Fighter filminde de çalışmış olan Mark Walberg düşünülmüş ancak Bradley Cooper isminde karar kılınmış.
David O.Russell bu filmi çekmesinin nedeni olarak kendi oğluyla olan ilişkisini Pat ve babası arasındakine benzemesini ve kendisinin de OCD'li (davranış bozukluğu-Pat'in babasında da bu rahatsızlık bulunmakta) olmasının etkili olduğunu söylemiş.
Bradley Cooper ve Jennifer Lawrence filmin sonundaki dans sahnesi için haftalarca çekimin yapılacağı salonda dans dersleri almışlar.
Bradley Cooper, Pat'in daha fazla terlemek için koşarken çöp torbası giymesinde ilk başlarda tiksindiğini ancak zorunda kaldığı için sesini çıkartamadığını söylemiş.
Jennifer Lawrence bütün rol arkadaşlarıyla aynı anda tanışmış ama kendisi Jacki Weaver'ın büyük bir hayranıymış ve onu ilk gördüğünde seni çok seviyorum diye onun üzerine atladığını söylüyor.
Bu filmin aldığı adaylıklar ve ödüllerse gerçekten fazlasıyla ses getirdi. Öncelikle 24 Şubatta sahiplerini bulucak olan Oscar Ödüllerinde en iyi erkek, en iyi kadın oyuncu ve en iyi film adaylıkları da dahil 8 adaylığı bulunmakta.
10 Şubatta sahiplerini bulucak olan BAFTA ödüllerindeyse en iyi kadın,en iyi erkek ve en iyi yönetmen adaylıkları bulunmakta.
Golden Globes ve Screen Actors Guild Awards'da ise Jennifer Lawrence'ın en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
Birçok film festivalindeyse en iyi film ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini topladıklarını söyleyelim.
0 yorum:
Post a Comment